...:::KOMİNİX:::....
  Komik Komik Komik
 

"Kırmızı Başlıklı Kız" masalını bir de kurdun ağzından dinleyelim :

 Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Bir kurnazlık peşindeydi mutlaka. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı. Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını sorunca bana büyükannesinin evine gittiğini söyledi ama gel de inan. Yine de bıraktım peşini kendi işime döndüm. Ama aklım o kıza takıldı bir kere... Bir gidip bakayım doğru mu söyledikleri dedim kendi kendime; gerçekten böyle bir büyükanne var mı? Siz olsaydınız gerçekliğini kontrol etmek istemez miydiniz? Orman benim evim. Ben hem ev sahibiyim, hem de diğer orman sakinlerine karşı sorumluyum.

 Neyse uzatmayayım... Gittim, baktım ve gerçekten bir büyükanne buldum. Sorduğumda "evet o küçük kız benim torunum" dedi. Ben de sorumlu bir kişi olarak; "bu küçük kız yabancılarla konuşulmayacağını öğrenmemiş daha!..." dedim ve anlattım küçük kızla karşılaşmamı... Büyükanne de ürperdi ve birlikte küçük kıza bir ders vermeye karar verdik. O yatağın altına saklandı, ben Onun geceliğini giydim, başlığını taktım ve yatağına yattım. Küçük kız birazdan içeri girdi. Seslendi cevap verdim. Ne şaşkın bir çocuk!.. Beni büyükannesi sanıvermişti. Ben benim büyükannemi değil sesinden, kokusundan bile tanırım oysa ki. Neyse bunlar bir şey sayılmaz, daha neler yaptı bilseniz. Kulaklarımın niçin büyük olduğunu sordu. Ne ayıp şey hiç sorulur mu!... Yine de çocukluğuna verip yumuşak bir sesle cevapladım. "Seni iyi dinlemek içi"... Ama bu sefer kalkıp da burnumun niçin büyük olduğunu sormaz mı!.. Küçük kız hiç mi hiç terbiye almamış. Ben zaten burnumu kendime kompleks haline getirdim, öz-güvenim sallantıda. Psikologlar, estetikçiler... Dünya para harcıyorum ama nafile. Yine aldırmamaya çalışırken bu sefer de ağzımın kocaman olduğunu yüzüme vurmaz mı! Tabi ki kızdım, siz olsanız kızmaz mıydınız?

 O sinirle ayağa fırlayıp peşinde koşturmaya başladım. Birden ne olsa beğenirsiniz! Bir kocaman avcı elinde tüfek kapıdan dalıverdi. Beni "seni hain kurt, büyükanneyi yedin değil mi?.." diye suçlamaz mı !.. Halbuki büyükannenin kılına bile dokunmadım, O da saklandığı yerden çıkıp beni korumaya çalışmadı. Malum yaşlılık, kulakları iyi duymuyor. Avcı mahkeme yapmadan infaz kararımı verdi. Tabi ben de adalet bulamayacağımı, hatta canımı yitireceğimi anlayıp pencereden zor attım kendimi. Geçirdiğim büyük korkunun sarsıntısı yetmiyormuş gibi o gün - bu gün ormanda bile yüzümü rahat gösteremez oldum. Adım haine çıktı.

 Yeter Artık... Ben Suçsuzum...

Pinokyo Ağabey

-Pinokyo abi, sen sünnet oldun mu?
-hayır.
-istersen bu konuda sana yardımcı olabilirim, dayım marangoz da …. Ehehe.


-pinokyo, okula gitcen mi sen?
-yoo.
-hiç bişi öğrenmeyecen yani?
-hayır öğrenmicem, oldu mu!
-odun geldin odun gitcen yani, hehehe…
-odunu görcen şimdi sen, konuş konuş…


-pinokyo, en yalan söyleyince burnun uzuyo de mi?
-ewet.
-peki doğruyu söyleyince neren uzuyo? Ehehehe…
-olum bela mı arıyon sen yaa!


-şşt, baksana odun!
-kim ben mi?
-yok ben! Odun diyom etrafa bakıyo yaa, sanki ormandayız anasını satiim.olum senin kafada bi tahta eksik galiba!


-pinokyo, sen abızıtın mı?
- ne?
-zzıt tahtalıköy, puhahaha……..
-gül gül sen gül !


X - heh, geldim işte.çok beklettim mi ya?
Pinokyo -iki satir bekliyoz burda yaw!
Y – ewet ya, çocuk ağaç oldu burada, ehe ehe…
Pinokyo – sen konuş biraz daha konuş…..


-pinokyo, şu meşhur Truva atı var ya, o senin akrabanmış, ööle diyolar…
- o diyenleri bi yakalarsam zaten onlarla akraba olcam…
-ehehe..
-Ne gülüyon lan!
Pinokyonun sevgilis – ne biçim kuklasın sen yaa, tahtasın bi yararın yok!ormandaki ağaçlar bile oksijen veriyo etrafa…
Pinokyo – oksijen veririm ama kokar şimdi boşver
Pinokyonun sevgilisi – pislik!

 

Japonların dürbünlü futbolu

 

Japonlar kendilerine herzaman eğlenecek farklı şeyler buluyorlar. Sıradaki Eğlenceleri, Dürbün ile Futbol oynamak. Her oyuncu gözüne Yüzme gözlügü gibi bir Dürbün takıyor. Tabii Dürbün taktıkları için de bana göre gol atmayı bırakın, Topa değmeleri bile büyük bir başarı.

 
  Bugün 19 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol